Tag Archives: Ülkü ocakları

TAKİYE VE YALAN İSLAM DEĞİLDİR,İSLAM SÖZÜNDE DURMAKTIR.

image

Yurtdışında yaşadığım dönemde ve sonrasında çeşitli vesilelerle konuştuğum yabancılardan duyduğum bir eleştiri çok kanıma dokunmaktaydı.
İngiliz,Rus,Fransız bir çok yabancının Türkler için “sözüne güvenilmez” toplum imaları tahammülümü zorlamaktaydı!
Yedi yıl hapislik sonrası 2014 yılında tahliye olunca bu eleştiriyi artık kendi milletimizden sıklıkla duymaya başladım.
Toplumda “materyalist yozlaşma” sonucu insanların devamlı yalanlara başvurması,sözlerinde durmamaları olağan hale geldi.
Tarikatların bile yalan,dolan ve takiye   metotlarını İslami siyaset haline getirmeleri,Türk kimliğine bir kara leke haline geldi…
İslam evveli çağda Nebi ve Enbiyaların getirdiği vahiyler “Atasözleri” olarak toplumda “sözel şeriyat” işlevi görürdü.
“Ağanın gözü,yiğidin sözü”
“Eğri otur ama doğru konuş” gibi ahlak yasaları ile yaşayan Türkler mert ,sözüne sadık adamlar olarak nam salmışlardı.
İslam sonrası devirde cemaat ve tarikatların pençesine düşüp yozlaştırılan Türk milleti, Osmanlının gerileme döneminde “ahlak yoksunu,sözünde durmayan” bir toplum olarak eleştirilmeye başladı…
Osmanlının yıkılış ve İstanbul un işgali devrinde ise “ahlaki çöküş,sözünde durmayan toplum yaftası” batılıların “propaganda silahı” haline getirilmiştir.
Atatürk’ün kurduğu yeni Türk Cumhuriyeti ise “seküler ahlak” toplumu olarak inşaa edilmiştir…
Benim hatırladığım 1970’li yıllarda ve ondan öncesinde Türk toplumuda “sözünde durmamak,yalan” en büyük ahlak suçu olarak değerlendirilirdi.

Oysaki yüce dinimiz “söz vermeyi” Allah’a karşı ahd olarak kabul eder:

Âyetlerde:

وَلاَ تَقْرَبُواْ مَالَ الْيَتِيمِ إِلاَّ بِالَّتِي هِيَ أَحْسَنُ حَتَّى يَبْلُغَ أَشُدَّهُ وَأَوْفُواْ بِالْعَهْدِ إِنَّ الْعَهْدَ كَانَ مَسْؤُولاً  [34]

1. “Verdiğiniz sözü ve yaptığınız antlaşmayı yerine getirin. Çünkü verilen söz, sorumluluğu gerektirir.”

İsrâ sûresi (17), 34

Aşağıdaki âyet-i kerîmelerin benzeri olan bu âyet, bir önceki “Sır Saklama” bölümünde açıklanmıştır.

وَأَوْفُواْ بِعَهْدِ اللّهِ إِذَا عَاهَدتُّمْ وَلاَ تَنقُضُواْ الأَيْمَانَ بَعْدَ تَوْكِيدِهَا وَقَدْ جَعَلْتُمُ اللّهَ عَلَيْكُمْ كَفِيلاً إِنَّ اللّهَ يَعْلَمُ مَا تَفْعَلُونَ  [91]

2. “Antlaşma yaptığınızda, Allah’a karşı verdiğiniz sözü yerine getirin.”

Nahl sûresi (16), 91.

Bir sonraki âyetle birlikte açıklanacaktır.

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ أَوْفُواْ بِالْعُقُودِ أُحِلَّتْ لَكُم بَهِيمَةُ الأَنْعَامِ إِلاَّ مَا يُتْلَى عَلَيْكُمْ غَيْرَ مُحِلِّي الصَّيْدِ وَأَنتُمْ حُرُمٌ إِنَّ اللّهَ يَحْكُمُ مَا يُرِيدُ  [1]

3. “Ey iman edenler! Akidlerin gereğini yerine getiriniz.”

Mâide sûresi (5), 1
Görüldüğü üzere İslam “sözünde durmak” yani “özü sözü bir olmak” dinidir.
İSLAM TAKİYE,YALAN DOLAN DİNİ DEĞİLDİR.

image

HİNDİSTAN FATİHİ BÜYÜK TÜRK HAKANI BABÜR,SEFER SIRASINDA HASTALANDIĞINDA,BABÜRNAME ADLI ESERİNDE KENDİNİ ŞÖYLE HESABA ÇEKMİŞTİ;
Sözünde durmayan kimse bunu kendi zararına yapar.
Allah’a karşı taahhütlere sadık kalan kimseye,Allah çok büyük mükafatlar verecektir. 
Ey dil sana ne yapayım;senin yüzünden benim için kandır.
Ne kadar iyi desende,Hezil vadisinde yazdığın şiir ya edebe aykırı,ya da yalandır.
Eğer bu günahla  yanmayayım dersen,bu yoldan dön.”(Babürname 2.cilt,say:412)

image

Babür,Allah’a “yalan söylemeceğine dair söz vermiş” birisi olarak:
Babür Şah Hindistan seferinde yolda hastalanmasını “Hezil vadisinde yazdığı” şiirinde edebi olsun diye başvurduğu abartıya bağlamaktadır.
Şiirinde yalana baş vurduğu için Allah tarafından cezalandırıldığına dair kendini eleştirmiş ve “Allah’a karşı taahhüdünde duranların mükafatının büyük olacağını” halkına anlatmıştır.
BABÜR,ŞİİRE RAKIYA,ŞARABA DÜŞKÜN ANCAK İSLAMI BÜTÜN KURALLARI İLE YAŞAYAN BİR İMPARATORDU…
BABÜR ŞAH HİNDİSTAN DA İSLAMI YOK OLMAKTAN KURTARAN ENBİYA İDİ.
TÜRK MİLLETİNİN ÖRNEĞİ TAKİYECİ FETULLAHÇILAR DEĞİL BABÜR GİBİ,ATATÜRK GİBİ TÜRK HAKANLARIDIR. 
TÜRK TOPLUMU OLARAK BU YOZLAŞMADAN KURTULMALI YENİDEN İNSANLIĞIN GIPTA ETTİĞİ BİR AHLÂH TOPLUMU HALİNE GELMELİYİZ.